13 Ağustos 2010 Cuma

Toz

Ben uyurken baş ucumdaki su bardaklarını kaldırmışsın. Bir uyandım yoklar. Üç gün öncesinden, dünden, sabaha karşıdan… Gecenin boğaz kurutan gebeliğini besleyen su bardakları. Turuncu, sarı, mavi çizgili.

Bu tozdan ev kimleri gördü avlusunda şimdiye kadar, hangi çocukların eline lastik top sıkıştırdı yemek önceleri? Yaşanamayan aşkların açgözlülüğü duruyor sanki merdiven başlarında.
Kadınların sırf çiçekleri soldu diye yas tuttuğu zamandan kalma değil acısı. Bir bebek doğduğunda birlikte büyüsünler diye fidan dikilen zamandan kalma.

Kavgada gürültünün dozu yeşil cam vazonun narinliğince ayarlanır, belki vazo bile utanırdı bu şahitlikten. Bir tek tahta pencereler bilirdi mahremiyetin tatlı tedirginliğini. Duvarlarına şiirler püskürtülmüş. Hâlâ kâfiyeli durur aynı kandan bir ömür biriktiren çerçeveler.

İşte ben uyurken.                                                 Bir kuyruklu yıldız uğruna aklımı gökten alamadığım geceden.    
Su bardakları...                                                   
Yerinden kaldırınca bâki bir toz havalanır, saçlarıma dağılır.

Can istemez hani göz görmeyince. Bir de görmeyince özlenmese, o vakit işe yaradı demektir sarı çizgili bardağın ani gidişi.

1 yorum:

  1. Diğer çizgileri nerde bardağımın...(Yazmalısın! Kuzusun!) :)

    YanıtlaSil