24 Şubat 2012 Cuma

Çamaşırları toplamayı
Abajurun tozunu almayı
Yemek üstüne çay içmeyi
Sevdiğim şarkıları dinlemeyi
Verdiğim sözleri tutmayı
Şubat dergisini almayı
Borçları ödemeyi
Annemi aramayı
Unuttum.

19 Şubat 2012 Pazar

sandalyeleri temizleyip suya atıyor.taştan köprü sırt masajı. aklından bir ağaç bir ahşap uydurma.suyun haresi bulanıkmış ama ondan değil.kahve gözü göz bebeği yalpalayıp sola kayıyor.elmaları soydum oyaladım dart tahtası baş üstünde duruyor.iğne uçlu objektif omuz hizasına.ama ondan değil.dur bi ince eleyecekken saatlere diktiriyor.
yarın bugün oldu pazar bir yel değirmeni.gözümü kırptım diyorum yok hayatta kalmanın ikamesi.

17 Şubat 2012 Cuma

Kartonpiyer

Ev 45 metrekare. Sık kullanılanlar listesi 20. İki mute öyle fazla ki, birimiz konuşmazsak susuzluktan ölürüz.
Hamburgere mantar da koyuyorlar
Porsuk çayı erimiş temizlenmiş
Adımlar'da nefes almaya yer var
Natali gelmese ingilizce konuşmayalı 9 ay olacaktı
Martılar ve simit yerine tüplerle kıta geçmeye çok az var
"Dünyada Açlık" ile ilgili Google'da 4.540.000 sonuç,
ekose desenli battaniye altında mantarlı hamburger yerken, ara sıra bundan bahseden 100 milyon Twittercı var
"Ama yoksa canın sağolsun" diyeni duymadım bayadır.
Masaya beşinci gelirse midem ekşiyor
Giden ben oluyorum
Bazen şurada az vurguyla kitap okuyan biri olsa diyorum
iki mute çok fazla
açlıktan ziyade bencillikten ölmeye

Bir çıktık. ortalık karbeyaz.





 

14 Şubat 2012 Salı

yalan söylüyorum yalan söylüyorum yalan söyleme bilmesinler
için için üzüm üzüm...

6 Şubat 2012 Pazartesi

Tabldot

"Ama gözleri çok güzel." dedi. Ben o esnada 7 senelik botuna bakıyorum, üstündeki çizgilere, yırtıklara... Yepyeni olduğu zamanı hatırlıyorum, yanlış renklere boyadığı zamanı... Hiç sakız yapışmadı botlarının tabanına ben yanındayken. "Hay bu çilekli balonlu sakızı çiğneyenin de.. Şekeri geçince sakızı sümkürenin de.." Diye küfretmedi de hiç. Belki de kışın sokağa sakız sümküren az oluyor. Belki de sakızlar donuyor ve yapışmıyor. Belki kaymayan botlar aynı zamanda yapıştırmaz tabanlıdır. Kim bilir? "Şimdi burda kar yağıyorsa her yerde yağıyordur ve vakit dardır..." Arjantin'de yağmıyordur fakat vakit dardır tabi ki, ona ne şüphe. Bir Papalagi böyle söyler canı istediğinde. Ama diyene kadar ne anlattığını pek hatırlamıyorum, onu kadından uzaklaştıran nedenleri saydı sanırım. Ya da kendine uzaklaşmasını salık verdiren çırpınışları sıralayıp durdu. E gözleri güzelse.. diye laf attım. A, evet güzel dedi. Aslında sabahın 8'inde gördüm bir kere, sigara içişi de güzel, soğukta kızaran burnu da.. şuyu da güzel buyu da güzel.. diye devam etti. Gözleri parlamaya başladı. Ben onun bakışını nadiren böyle gördüğümü düşündüm. Açacağı şahane kahvehaneden bahsederken, birkaç filmden, rakı içerken, nadiren.. Ağzı ve elleri kımıldıyordu, sesi uzaklaştı.
Kendi uydurduğu şarkılar vardı söz müzik puzzle. Bir de balkonda otururken aklımızdaki şarkının şıp diye radyoda çalması. İkisi için de fütursuzca gülerdik. Çok zaman geçmiş her şey yaşlanmış gibi geldi. Kusa kusa gülmüyoruz bile, öylesine susuyoruz. Restorasyon uğruna yağmalanmış eski evler gibi geldik doğduğumuz yere. Gerekli malzemeler öyle pahalanmıştı ki, kireçle beyaza boyadılar rayihasını. İhale sonucu ince sıva-kalın sıva, astar boya-son kat boya. dan ibaret bir bembeyazlık.
"Ama" demek burada iyiye işaret. İtalya'da posta kartları krize takılmış, sözcüklere pullu özlemekler, farklı dillerde 35 gün bekliyor. Ama, hala bir gün İtalya'da yaşamanın güzel olabileceğini sanıyorum. Henüz değil hiçbir yerin.
Bize en yakın belediye otobüs durağı artık evin hemen yanında. Bembeyaza boyadılar onu da. Karşısında ekmek fırını olmasa göremeyecektim.