1 Eylül 2012 Cumartesi

hırdavatçı

mevsim geçecek yeşillenmeye anı var.
turuncudan yakışanı yoktu üstüne göğün.
yağmurluklar. üstelik siyah. yağmuru demeden taşıyor.
ıslağın da bir derisi var.
sümkürdüğünü dahi bilmediğimiz artistlere benziyor.

bir çerkez kızının gözünde iki güne sığdı koca krallığım.
ayağımı burktum gülümsedi.
rakı içiyordu kendi bağında.
ayağımı burktum yanına varmaya.
gülümsedi.
üzümleri doladı serçe parmağıma
içimden çok üzülüverdim.
üzülüverdim diyorum geçti çünkü anlamadan.
şarap sarhoşluğu hüküm sürüyor şimdi hûlyalarımda
iç üzgünlüğün de bir derisi var
uykuda açık kalan radyonun sabah haberine benziyor
ritmik rahatsızlık diyecek buna bilim, düş ahengin hatrına.
bende demesinler bakışı
saf dışı kalasıya direniyorum
mimiklerimde çelik yelekler var.

göbek bağlarıma köpek dişlerimi geçiriyorum.
geçici krallıkta karamelize köşe takımları
bir de mutfak zerzevatları var.
iç öfkeyle büyüyüp
köşecikte atıp tutmak hevesine
raptiye olsun diye.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder