7 Şubat 2013 Perşembe

sorh


şehre palas pandıras daldılar. kim yeni gelirse anlaşılır diyorduk. anlamadılar. suların üstünden, halılardan ve anahtarlıkları ezerek göz hizasına alınmayan oyuklarından.. şehre girdiler. taze bir kızgınlığı başını kaldırmaktan daha çok seven acemiler. yeni geldiyseniz, hem de şu kırmızı ceketlerle. ah azalacak ömrünüz. pazar yeri kurulurken iki sokak ortasında diyorduk. anlamadılar. yeni sıvanmış duvarlardan ve yalancı kaldırımlardan yağmur yağınca griye evrilen.. şehre girdiler.

"biz fransızca biliyoruz" dediler. "şimdi konuştuğumuza bakmayın katalanca"


"suluboya kullanmadık nehir üstü köprülerde"


"ha bir de körü körüne..söylemedik."


"biz o bakışın altındaki niyeti.."


"hani, elinizi oynatırkenki niyeti.."


tamam da; keşke o anahtarı atmasaydınız
tezgahta suluboya izinden geçilmeyen üç yudumluk çay bardağına.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder