27 Mayıs 2014 Salı

düşün ki bu yaprak cevizin mi dutun mu diye tartışmışız beş kişi

çok zaman sonra bozkırkurdu vesilesiyle anlıyorum ki, bir his bütünlüğü halinde ve diğerlerinden çok daha yoğun gelip, kısacık kalıp kaçıyor "mutluluk"
genellikle ufak pencerelerin köşesinde akşam güneşini bekliyor ya da; çocukluktan fazla top oynanmış bir meyve bahçesini tütsülüyor.
ara sıra patates kızartması kokusu oluyor ilk defa gittiğim eski bir apartmanda. eğer mavi ise duvarlar ve boyası biraz dökülmüşse. biraz da çekmişse rutubetten apartman sakinleri, azıcık daha.
kimi zaman konuşması oluyor karşımdakinin. "yaa işte öyle" demesiyle gülümseyip başını öne düşürmesi bir ise.
ara sıra station vagon bir otomobil oluyor, uzandığım kilimlerin kenarı hep içe kıvrık.
saat 6'da uyanmak oluyor bazen. uzun yola çıkma heyecanıyla gözümü dört açtığım.
genzime kaçan tuzlu su oluyor bazen. yunus görünce dilek tutmayı aklettiğim ilk vakitten.

biriktirelim. biriktirelim.
rüyalardan, çocuk düşlerinden, yeşilçamdan. bir de yemek yaparken ne koyduysak içine. onlardan.
biriktirelim anıların tütsülerinden. sulu boyalardan.

unutmayalım sulu boya fırçasını çay bardağına daldırdığımızdaki dalgalanmayı.
'yeryüzüne dayanabilmek için' 


20 Mayıs 2014 Salı

istemediğim şeyleri öyle iyi yapıyorum ki, iş işten geçince bile hatırlayamıyorum aslında ne istediğimi.