21 Kasım 2014 Cuma

.

Ben eğer bilseydim hiç dünyaya gelmezdim. Ancak uzaylı filan olur, uzaydan dünyaya gelir; hepinizi yer, apartmanlarınızı parçalara ayırır, ağaçları kuşlara; kuşları sevgililerine bırakırdım.
Evet hepimiz, kılımızı tüyümüzü alıp, saçımıza şekil verip, her gün yenilenen market poşetlerine çöplerimizi atıp, vintage ayakkabılar almak için burdayız. Sonra da kendimizi bir şey sanıp deriz ki: "aaa acaba bu karıncaların evreni nasıl kesişiyor, iş bölümlerini birbiriyle çakışmayan üç bin parçaya nasıl bölüyorlar..." Sonra öldürürüz onları. Sadece onları değil, kendimizi de öldürürüz. Bunun için genellikle ormanlık arazileri yahut köşe başlarını uygun görürüz. Ama kendimiz gibileri 300 metre yanımızda barındırırız. Severiz onları, yalancıktan değil hem de. Gerçekten severiz. Mutsuzluğumuzu söylemekten ölesiye çekiniriz ama. "Varlığım canımı acıtıyor" demeye çekinir, gülümseriz. Örümcek ağlarını iki haftada bir alırız tavanın köşesinden.
"peki o zaman ben neden
dereceler sokayım koltuğumun altına
ateşim varsa zaten"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder