20 Temmuz 2015 Pazartesi

missile command

sanıyorum çarşambaydı. bir takım insanlarla tanıştım. bazıları yazıyorlardı. bazıları güzel yazıyorlardı, en azından bana öyle gelmesi iyi oluyordu. ölüm üzerine konuşuyordu biri. susturmuştuk. lafları toparlayamıyordu çünkü. bu tarafından benim gibiydi. niteliği yitiyordu sözlerinin. onu okuması daha güzeldi.
"ürperti" ne zaman "korkuya" dönüşür, bunun varoluşsal boyutu nedir... ama ölüm ordadır. peki ya körleşme?

adamı susturduk okuruz diye. yıldız koyduk sarıdan köşesine. sabah oldu. kadıköy'de puslu sıcak. sıkma portakal suyuna toz karışım atıyorsunuz bilmiyor muyuz? bilmiyor muyuz bazı mamüllerin hala 1 lira olmasındaki ataleti... neyse kadıköy de basıyor beni. hem yapışkan hem de küfrediyor henüz sesimiz dahi yükselmemişken. ve hatta gelmemişken göz göze bile.

vapura binmedim, köşelerini döndüm, kitapçıya girdim, iki kat çıktım, terasa varmadım, adamı aradım, okurum diye.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder