20 Ekim 2015 Salı

"bir masalda türkü"

Sonra ben, sol elim yarı açık, beklemeye alıştım dizimin üstünde.

Gördükleri şeyleri garipseyip, komik bir hazla anlam yüklüyor çocuklar. Tutarsız ilerliyorlar sonra. Şaşırmanın ahengi bu.

Kadınlar kendi çocukluklarını seviyorlar. Püsküllü çizmeler giyiyorlar örneğin yeğenlerinin sünnet töreninde. Ayırıp yiyorlar negro bisküviyi, ortasındaki kremayı dişleriyle kemiriyorlar. Beyaz dantelini kıvırıp giydikleri okul çorapları gibi. Sonra içe doğru kıvırıyorlar dantelleri, büyümek hevesinden.

İnsan ölmediği için utanıyor bazen. Dirseğinin kenarında çürümüş bir yarayla görünmeye.

Deja vu diye bir şey var, bir de astronomi. Bir de "mukadderat" var tabii, kalbur üstü sohbetlerden.

Bulundum evlerinde yaşlı kadınların. Duvarların kesif kokusundan umulmaz bir haz aldım. Ama hiç düşünmedim onların, benden önce ölebileceklerini.

(O gece, aklımı on dakika bırakıp bunları yazmıştım, sonra başıma aldım, şalgamdan bir yudum.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder