12 Aralık 2017 Salı

ford consul

"bunca düşmanlık niye?" diyorum, dünya barışı istiyorum sanıyorlar.
depresyonun en önemli sebebi var. bunu bazılarımız biliyor. diğerleri az yağlı yiyince geçecek zannediyorlar.
kötülük sürekli hale gelince o bile rutine dönüyor. böyle yaşamaya kimileri alışkanlık diyorlar.
bir komiser ve bir muhtar vardı. "burası beyoğlu" diyorlardı. "olur böyle şeyler"
istanbul şehri insana perişanlık veriyor. bunu kimileri mutsuzlukla eşdeğer görüyorlar.
müzelere gitmek için de şengen gerekiyor. tabloları çalanların hiç suçu yok değil fakat işte devede kulak.
"nasıl bu kadar kötü olduk" diye isyan ediyor birisi. sen o değilsin. insan akrabalarının zulmü seni suçlu yapsın diye niçin böyle ısrar ediyorsun?
ali'yi ben dövüp öldürmedim ve isa'yı germedim ciğerleri parçalanana kadar. çocukları açlıktan bayıltmadım ve tecavüz etmedim hamile kadınlara, hamile olmayanlara, çocuklara ve bebeklere tabii. ah peki hayvanlara? yok daha neler.
kardinaller kazar birbirinin kuyusunu da, bakkallar tutuklanır uyuşturucu sattıkları için.
sıkıştık kaldık kurbağalar gibi boynundan asılan okul bahçesindeki demirlere. tuzlu sular atsınlar diye üstümüze, sonsuza kadar bekleyecek gibiyiz.
ah, biz demek bana ar geliyor ve sevmek bitabii.
önce kendimden mi başlamalıyım temizlemeye pislikleri. zırhların üzerinde biriken irinleri.
içeriye hava gelsin diye açtığım tüm pencerelerden hava gazı sızıyor oysa.
uykumda ölmeyeyim diye ısrar ediyorum, metrolarda ölmeyeyim, patlamayayım diye. uyandığım an deli gibi korkuyorum halbuki. "halbuki korkulacak hiçbir şey yoktu ortalıkta."
bunu da bazılarımız biliyor. diğerleri.. onlar az yağlı yiyince geçecek zannediyorlar.

Portrait of the Poet Alonso Ercilla y Zuniga, El Greco, 1595

4 Aralık 2017 Pazartesi

insan bazen ölülerin yanında olmak istiyor. ölmek istemekle aynı şey değil bu.