13 Kasım 2014 Perşembe

günebakan geçmiş zaman

düşünüyorum düşünüyorum içinden çıkamıyorum.
öğrenci evlerinde bir 'antre'nin anlam ve önemini mesela.
ki yüzlerce renkli, markalı ayakkabı, biraz çamur ve kadın saçı vardır köşelerinde.
öğrenciler daha uzun ve temiz halılar olsun isterler orda. aile evi gibi, ama ailesiz.

düşünüyorum düşünüyorum içinden çıkamıyorum
dünyada binbir türlü insanın öğrenmeyi bir yere kadar götürmesini. ya da para kazanmayı. ya da  tanımayı diğerlerini. bunları bir yerde bırakmasını. ama ölümden korkmasını mesela.
ki yüzlerce yıldız türü, dağda biten ot, unutulmaya yüz tutmuş dil, kulübe yapım tekniği vardır bir yerlerde. bildiği kadarını bir de öğretmek ister insan. sonsuz gibi anlatır ama; kuşkusuz.

düşünüyorum düşünüyorum içinden çıkamıyorum.
hiçbir yerde tanımlanmamasını 'insan'ın. bir balık türü gibi mesela.
ki göbeğine doğru rengi asla mavi değildir ve yoktur solungaçları. çok yemek yerse yağ bağlar ucu bucağı, saçlarını kesmezse kırıldığı kadar uzar.
insan ayakkabılar arzular günün anlam ve önemine istinaden. başka bir gezegenden gelmiş gibi ama tekdüze.

düşünüyorum düşünüyorum içinden çıkamıyorum
düzeni kabul edip ödenen faturaları, yara almadan dünyadan göçen dirsekleri, siyaseti baş tacı edip çocuk oyunlarını yalan saymayı, 'yapamazsın' demeyi, durup kaldığı yeri meşru kılmayı, meczup kırmayı, yaprak koparmayı, kainatı hizmetçi bellemeyi, zamana güç göstermeyi, hastayken anlamayı, ölürken susmayı, dans etmemeyi, bağırmamayı, 'herkes'i arş edinmeyi, sevmemeyi, sevememeyi, sevmeyi bilmemeyi, 'herkes'i bilip de, sevmeyi bilmemeyi...

düşünüyorum düşünüyorum düşünüyorum

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder