22 Kasım 2023 Çarşamba

Kimse ne yiyeceğini umursamıyor ve hiç kimse mutsuz değil. Bilmediğimi bilmeye niyet ediyorum. O zaman beliriyor neredeyse hiçbir şey bilmediğim. Kocaman bir hüzün.
Ha yıf la nıyorum. Manmanmalıyım.
Kuşların ve bitkilerin dilinden anlamak? Kendi dilimi bilmiyorken.
Baktığımı görmeye niyet ediyorum. O zaman beliriyor içimden bakmadığım. İçim. Üzerine neler örtüldüğü..

Karla kaplanmıştı her şey. Sonsuz bir örüntü gibi görünüyordu. İnanmadım geçeceğine. İki gün geçti. Önce bulut ve hafif bir yağmur. Karlar erimeye başladı ve altındaki yaşam minik belirtiler gösterdi. Çimende ve ahşapta. Metalde ve taşta. Küçük derede. Tanrım o ne güzeldi! Kenarındaki kar kalıntılarının arasından akan o minicik berrak su. Altında bitkiler (içinde mi yoksa?) Ona o an bakmak ne güzeldi!
Ertesi gün, bugün. Güneş belirdi. Isıttı, eritti ve açığa çıkardı. Kuşlar da ağaçlar da bunun böyle olacağından emindi. Benim dışımdaki her şey. Kimse şaşırmıyordu. Kimse hayıflanmıyordu. Onlar önceden mutsuz olmamışlardı genel geçer şeyler için. Benim dışımdaki her şey. Devam ediyorlardı ve biliyorlardı. İyi olacağını bilirken bunu bildiğimi ben bilmiyordum oysa.
Ertesi gün, bugün. Yaşam aydınlandı. Yeni bir tazelikle donandı. Öncekinden daha canlı bir tazelik bu. Tüm mahlukat, içlerine çekmişlerdi ihtiyaçları olanı. Diş etlerine sinmişti. Olgun bir neşe ile aynı yerdeydiler şimdi. Erirken çatıdaki karlar, damlaların yapraklara değişine bakmıştım. Şimdi bitti o sular. Gece düşecek sesleri de bitti. Erimenin sakin güzelliği. Bunu görebildim. Şimdi aynı yerinde, öylece duruyor asma. Sanki başına gelenler hiç gelmemiş gibi. Görmesem, aklım ermezdi. Ben orada olsaydım eğer; öyle beklemez, giderdim. Ben ağaç değilim. Yerimi değiştirebilirim. Yerim içime sinene kadar.

Ben ağaç değilim. Onun vakur sabrına, ancak özenebilirim.

Gördüğümün anlamını anlayana kadar ne kadar zaman geçecek.. Karların erimesi gibi belki de, yeterli bir süre geçecek ve hepsi belirecek. Zaman bazen kısacık zamanda da işe yarıyor oysa. Genel geçerden sakındıkça, sabretmenin bir anlamı olacak.
Sanıyorum. Bilmiyorum. Olmam gereken yerlerede gördüğümü anlamaya niyet ediyorum.

7 Kasım 2023 Salı

hafif bir esinti. soğuk mu? suyu titreştirdiğine göre. soğuk mu? soğuk değil. gömleğim var. yanımda. suyun yüzeyinde. bir ağacın üç rengi. var. bu, sonbahar. bir çocuğun sesi geliyor. çocuk rusça konuşuyor. rusça. şiir gibi. suyun yüzüne bakıyoruz. hiçbir parçamız yansımıyor. su titreşiyor. ağaç sallanıyor. ve balıklar. genellikle turuncu. çocuğun heyecanlı sesi. sağ tarafı işaret ediyor. sağda bir balık, birazı beyaz. ben olsaydım. yani küçük bir çocuk. onu işaret ettiğimde buna heyecanlanırdım. yani birazı beyaz olduğu için. öyle diyor diye düşünüyorum. sağımdasın. hiç konuşmuyoruz ve hiçbir parçamız yansımıyor suya. öylece bakıyoruz. öylece. anlamıyoruz. ikimiz de. yan yanayız. sessizce sarılıyoruz. sarıldık mı o an? hatırlamıyorum. çocuk konuşuyor. ninesi cevap veriyor. biz susuyoruz. her şey geçer. her şey olacağına varır. her şeyin hayırlısı. her şey. burada. her şey. yolunda.
veyahut.
"çocuklar ve elmalar vardır" diye geçiriyorum içimden. en uzun sustuğumuz an galiba oydu. tüm zamanların içinde. iyileşmeye. sahi. kız çocuk bize "merhaba" demişti türkçe. önce biz oradaydık, onlar yanımıza varmışlardı ve çocuk bize "merhaba" demişti. biz de ona dedik ve gülümsedik. içimize tam olarak sindiğinden mi, sen karşı taraftaki suya bakmak üzere yönünü çeviriyorsun. ben de yönümü seninle çeviriyorum. biraz da oraya bakıyoruz. aklımızdan geçen her şeye inat, gözlerimiz yavaşça oralara akıyor. tamam mıydı. tamamdı. ya da. bilmiyorum. yola devam ederken çocuğa bir veda sözü söylemek istiyorum. "hoşçakal" dersem anlar mı diye düşünüyorum. aklıma başka bir şey gelmiyor. "hoşçakal" diyorum. çocuk bakıyor, cevap vermiyor. "bay bay" diyorsun sen. çocuk da "bay bay" diyor. seviniyoruz. biraz yürüyoruz. biraz minik. bedenimiz ile algımız birbirinden kopuk kopuk. birazdan hafifleyeceğiz de. birazdan yanımıza doğru geliyorlar. önce sesleri geliyor. çocuk bu kez elinde bir elmanın yarısıyla duruyor. "çocuklar ve elmalar vardır." sonbaharda bir giz, bir vakurluk. var. dır.
o suya baktığımızı, gördüğümüze değen o sesleri. yan yana susuşumuzu. susuzluğumuzla. sarıp sarmalanışımızı da. unutmayacağım.

4 Kasım 2023 Cumartesi

Kasım yazarken insan k harfinden ürküyor çünkü biraz çirkin

Ağzımı büzüyorum.
Ağzım büzük.
Tanrım, bizi hala seviyor musun?
on par mak dak ti lo ya za bi li yo rum.
Annem matbaada çalışıyordu ben küçükken on parmak. Büyülüydü.
On parmak. Ne yaptığını anlamamışım. Sanki herkese haksızlık ettim ömrümce.
Ömrüm.
Bütün evi kaplayan bir balkon vardı. Bir de evin içi.
Okuldan mezun olduğumda. yazıyordum anlamadan. Üniversite.
Babamla küsüm. Nisan'dan beri. Bazen bunu hatırlamıyorum ve bazen üzülüyorum.
Ona değil. Kendime.
Çoktandır ağlamadım. Hıçkıra hıçkıra. Ağlıyorum. Sarhoşluktan mı? Elif canım fark etmez.

Seni sevdiğimi o gölete bakarken yeniden anlıyorum. O gölete bakarken ikimizin de çaresizliğini görüyorum. İçime akamıyorum. İçine. Akamıyorsun. 

Ağzımı büzüyorum. Ağzım büzük. Görmüyorsun. 
Bu sevgi bana ait.