Eskiyince inceldi paltom. "Tanrım bir palto alırsam şayet, onu yeni olduğu müddetçe sırtımda taşıyayım" diyordu biri bir yerde. şimdi ne o birini ne yerini hatırlıyorum. cümlesi bende. kalmış.

işte. diye bitiyor bazı cümleler. bu bana çok dokunuyor. o gitti, kaldım ben de burada işte. 
şemsiyem/su incileriyle süslü/yaprakmuzu işte.

rüyalarım birbirine giriyor. yarım yamalak uykularımda. o gitti. kaldım ben burada işte.

 

Buraya taşınmışız. 
Çocukluk fotoğraflarımın olduğu bir albüm de. Buraya taşınmış. Onlara baktığımda, o sonsuz bahçedeki halime şurada baktığımda, her şey başka bir anlama bürünüyor sanki. 

Dişlerimi sıkıyorum. 
Boşvermeyi ve sorgulamamayı öğreneceğim. 

Ben buradayım. Burayı sevdim. Buradalığımı anlayamadım ilkin. Bu benimle ilgili değildi üstelik. Bağlar birbirine geçecekken, çözülüp atılmaya...

Bunu da ilkin anlayamadım.

Buradayım. Buradalığım çok uzun yıllar sürsün istiyorum. Hayatımda ilk defa. 

burada. geceyi ve gündüzü içime çekeceğim.
olmuyor. 

olsun. 

olacak.

diyorum ki ortalık patladı ve ben Allah'a şükür. ölmedim. ben neme lazım olduğuma. inandığımdan. nasıl da seviniyorum ölmediğime. orada öyle çayırlar.. ve gerçeklikler.

sene oldu doksanlar. sanki ben genç halimdeyim. ve. eskşlehir'deyim.

olmayan bir gerçeklikte. nasıl da güzel ölmemek.

sabah erken kalkarsam eğer. kokusunu duyarım.bir rüya gördüm. yazdığım her şeye benziyor. hatırlamıyorum.

 iki farklı varlık. dışında her şey aynı.

 aramızdaki şeyin kıymetinden ve. vehametinden.

akabinde hemen hüzne dönen heyecan. sevilmek isteği. tehlikeli. damien rice çalıyor. it take a lot to know a man. bunu yıllar önce dinlerkenkine benzer hisler. kendim kendimi nereye getirdim. bir pirinç tanesi kadar. mı getirdim. it takes a lot to breathe. to touch, to feel. the slow reveal..

 gecelere mi ihtiyacımız var? kendimiz olmak için.

 cırcır böceği sesi geldi istanbul'da galiba ilk defa kulağıma.

"ölüm ölüm
gündelik sözlerimiz arasında
geçecek kadar kaba."

yüzüne baktım. dalgalı saçları yana düşmüş. yaşımız aynı. o benden yorgun görünüyor. anlatsaydı dinlerdim. ve anlatsa. dinlerim.
fakat şarkılar söylüyor.
yaş aldığında nasıl olacağını merak ediyorum.
çocukluk hali gelmiyor ama bir türlü gözlerimin önüne.

 kendime iki saat daha veriyorum. diyorum ki hiçbir şeye sinirlenecek halim kalmadı. diyorum ki ne bu sakinlik Allahım. diyorum ki sonra, acaba müze kaçta kapanıyor. içimden.

Sen unuttukça söylediğim her şeyi
Önce mahremimi açtım
Sonra suçlarımı
Ve suçlar işledim söyleyeyim diye sana
-unutulacak onlar da-
Ve
Yenilerini
Söyledim

Sunturlu

her şey oldu ve sonunda. kadının hiçbir şey olmayan yüzünde bitirdi filmi.