22 Kasım 2011 Salı

battaniyem kareli

büyük ayı, küçük ayı.. hepsi göğün solundaydı. göğün ayrımı sokak kavgası. bir yıldız var, biz cemaatce şüpheliyiz onun bir yıldız olduğundan. dünya dönüyor diyoruz. o bir yerlere gitmiyor.
bolay sokaktan bolayır sokağa geçiyordum. elimde yulaflı kremalı bisküvi. saat gecenin 1'i. Yok, pek güzel olur soğukta bisküvi. bolay-bolayır cismen benzemezler minik evler buranın sınırında sonlanır mesela artık. minik ev dediysem müstakil bahçeli penceresi ince demirli değil. sevimsizlikten ibaret. ama ev ama. içinde bir sürü sandalye, küflü tost ekmeği, aç karnına kaliteli kahve kokusu, arkadaş sohbetine sınırsız bahane. 
bir de ucuza yemek satılmaz artık ileride. arkadaş gelmesi arşın yolda komşu sesi olur, sarhoş kavgası olmaz. sarhoş kavgası genelde bizim sokakta olur. gece uyanıp pencereye yanaştırır. bağırırlar öyle. uyan hadi diyen çoktur. uyanınca ezogelin içmeye gitmeyeceğiz ki. tanımayız. kasalarca elma yol kenarında. pazar kurulduysa sokak, akşam yemeğinden kalmış salata gibi kokar. evin kadınları atmaya kıyamayıp yeriz diye aldatmıştır. yine, gece anketörleri seviyorum demezler ama. artık daha az seviyoruz galiba aklı dondurucuya koyunca bile. yürüdüm. "aman eskişehir ne soğuksun" hayıflanmasına yanaşmadan bu sefer. başım dönüyordu, kulaklarımdan boğuluyordum. otobüs durağındakiler anlamadı. saat gecenin 1'i. buradan otobüs geçiyor mu sahi?


vıyk vıyk diye dönüyor rüzgar gülü. rüzgar gülü öyle düşebilir, bulamam. rüzgar nedeniyle. korkuyorum ses olmadan sesi gelmeyince. 
http://www.youtube.com/watch?v=XpVF5kiL__Y

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder