26 Eylül 2012 Çarşamba

motorlu taşıtlar vergisi

susup kalıyoruz aniden.
"dünyada iki tür insan vardır" a geliyoruz. 'iyi' ve 'kötü'nün bahtına kartlar açıp; sanki iç organlarımızı ezen bir karavanda..
karavanlar hep bilinmeyen yerlere gidip eski tencerelerde yemek pişirmez; kaza da yapar yakın virajlarda..
bakıp kalıyoruz aniden.
"dünyada iki tür insan vardır" a geliyoruz. 'paten kayanlar' ve 'pateni bilmeyenler'in bahtına yalan atıp köşedeki çocuğun peşinden..
altgeçite iniyor bilinçaltını korkutmamış çocuk.
altgeçitin resimleri yoldaki kadar boyutsuz,
boyamayı soket çorabında unutan bir ressama benziyoruz.
kenarı çizili tüm niyetlerin. renklere mahal yok fakat; o gördüğüm yağmur bulutu mu, yoksa düş balonu mu, anlamıyorum.
doldurulmuş ve dondurulmuş hayvanlar keşmekeşinde eski bir tencere duruyor sanki. iç organlarımızı karıştırıp, aklımızı içine atıverip -lakin yanlışlıkla- ve harlı ateşte..
renklere mahal vermeden fakat.
kaçıp duran bir şeyler var yine de. taşıyor da, kendini görünmez farz ediyor.
biz hala susuyoruz.
yok tencere olamaz bu, sen ona de ki cadı kazanı.




"Quoddam ubiquae, Quoddam semper, Quoddam ab omnibus, creditum est!"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder