23 Mayıs 2020 Cumartesi

Kalp Çatığı

Sen gençsin. Ben sana bakıyorum.
İçinden aşan onulmaz bir neşe var.
Elin, kolun, saçının uçuş telleri bile öylesine uzaklara gitmek, havai danslar etmek için kıpırdanıyor. Ah bu acemi hal, sana nasıl da yakışıyor...
Onları dizginlemeye uğraşıyorsun. Yüzünde yeni tomurcuklar beliriyor.
Alını, morunu hiç karıştırmıyorum bile.

Bakan bir daha dönüp bakmak ister. Bakan bir daha bakmaya utanır, kendi geçmişinden. Sen gençsin. Güzelliğin nasıl da ışıldatıyor.
Gece öylesine bir an, zaman havada asılı kalmışken, sonsuz siyah boşluğu gözlerken, kıpırtısıyla önce gündüzki çalılığı, hemen ardından hayatın devinimi hatırlatan bir top ateş böceği gibi...

Sana ne bunlardan.
Bir dal kirazın sabah kızıllığı omuzlarının ucunda titriyor. Güneşin mahmurluğu geçsin diye bekliyorlar tatlanmaya...

Senden geriye kalacak hiçbir şey yok. Hayatta şimdi ne varsa, yaşayabilmek için üzerine tutunuyor.

Gençsin, yuvarlanan zeytin taneleri gibi karışmak istiyorsun toza toprağa... Yaşam bulan ne varsa, ebediliğinden güç alıyor.

Heyecanlanıyorsun hiç tatmadığın bir yemeği yediğin zaman. Vitrinde hareket edip garip şarkılar söyleyen o japon oyuncağını gördüğünde koca bir kahkaha patlatıyorsun.
Yeni öğrendiğin bir şeyler oluyor, 60'larda çekilen bir filmde görüyorsun. Yahut yeni bir şarkı.. Defalarca dinliyorsun, için coşuyor. Hemen anlatacak birilerine bakınıyorsun.
Merak nasıl da yakışıyor iri gözlerine.
İçini titreten heyecan, kirpiklerinden damlıyor birden. Ah hepsi, nasıl da can buluyor üzerinde... Hiç kimse güzelim, bunları sen gibi yaşadığını söyleyemez.

Sen gençliğindesin diye böyle, küçültmeye çalışacaklar olanı biteni. Onlara aldırma. Anladıklarını söyleyecek, zaten bildikleri şeyleri yaşadığını hissettirmek isteyecekler.
Hayır, inanma. Kimse bu iç tutuşları senin duyduğun gibi duyduğunu söyleyemez. Böylesi bir coşku belki de hiç yanaşmamıştır onların korkak kalplerine.
Üstlerini çetin kışlarda geceler boyu donan o kaskatı örtülerle kapattıklarından beri, içten içe öykünür de yanaşamazlar düşlerine. Aldırma...

Sesinin her telinde bitimsiz bir kıpırtı, benliğinde yaşama sevinci...
Kuşlar rayihanda cıvıldar senin.
Sular yüzünü arar kıvrılıp varmaya.
Gençsin, zamanın coşkusu nasıl yaraşıyor bedenine.

Alını morunu canım, hiç karıştırmıyorum bile...

Muchacha de Espalda, Salvador Dali, 1925


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder